Askıda hükümsüzlük, bir hukuki işlemin kanunun öngördüğü unsurların eksikliği dolayısıyla başlangıçta hüküm ve sonuç doğurmaması, ancak unsurların tamamlanmasıyla hukuki sonuçlarını tam olarak meydana getirmesi olarak tanımlanmaktadır.1
Hukuken geçerlilik durumlarında herhangi bir sorun bulunmamasına karşın bir genel kurul kararının tam anlamıyla hukuki sonuçlar doğurabilmesi için bazı ek şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Ek şartların da mevcudiyeti halinde ilgili karar tamamen geçerlilik taşıyacaktır. Ek şartların gerçekleşmediği varsayımında ise ilgili kararın geçersizliği söz konusu olacaktır.2
Genel kurul kararları kapsamında da askıda hükümsüzlüğün söz konusu olduğu kabul edilmektedir. TTK’nın çeşitli hükümlerinde askıda hükümsüzlük yaratabilecek haller düzenlenmiştir. Örnek olarak, TTK m.454 hükmünde yer alan imtiyazlı pay sahiplerinin onayı ile uygulama kabiliyeti kazanabilecek, genel kurulun esas sözleşmenin değiştirilmesine ve yönetim kuruluna sermayenin arttırılması konusunda yetki verilmesine dair kararı ile yönetim kurulunun sermayenin arttırılmasına ilişkin kararı verilebilir.3 Çünkü bu kararların uygulanabilmesi için imtiyazlı pay sahiplerinin onayı gerekmektedir. İmtiyazlı pay sahiplerinin onayı olmaksızın bu kararlar noksandır. Eğer imtiyazlı pay sahipleri bu kadarlar için gerekli onayı verirlerse bu kadarlar ek şartlarını tamamlamış olacak ve hukuki sonuçlarını tam olarak meydana getirebileceklerdir. TTK m.456/3’de ise sermayenin artırımına ilişkin genel kurul veya yönetim kurulu kararının geçerlilik kazanması şartının kararların en geç üç ay içinde tescil edilmesi şartına bağlandığı görülmektedir. Burada da kararların tescil edilmeden askıda hükümsüz olduğunu söylemek mümkündür.4
Askıda hükümsüzlük yaptırımına tabi tutulması istenilen kararlara karşı tespit davası açılabilmektedir. Açılacak tespit davası butlanın tespiti davasıyla benzerlikler göstermektedir. Tespit davasını hakim tarafından resen dikkate alınabilmektedir.
Askıda Hükümsüzlüğün Diğer Hükümsüzlük Hallerinden Farkları
Genel kurul kararlarının askıda hükümsüzlüğüne yönelik kararlar hakim tarafından resen dikkate alınırken, kararların iptalinin istendiği iptal talebi hakim tarafından resen incelenmemektedir. Bununla beraber iptal edilebilirlikten bir diğer farkını da iptal edilmesi istenilen karara karşı iptal davası açılırken, askıda hükümsüz olması istenen karara karşı, tespit davası ile itirazın söz konusu olmasıdır. Ayrıca uygulama da askıda hükümsüz olan bir kararın icra kabiliyetinin olmadığı dolayısıyla uygulanamayacağından iptalinin istenemeyeceği görüşü benimsenmiştir.
Askıda hükümsüzlük, hükümsüzlüğün mutlak ve kesin olmaması sebebiyle butlandan da farklıdır. Gerçekten askıda hükümsüz bir genel kurul kararı sonradan vuku bulacak muvafakat beyanları veya ticaret siciline tescilin yapılması ile hüküm doğururken mutlak butlanla sakat bir genel kurul kararının hiçbir şekilde hüküm doğurması mümkün değildir.5
Askıda hükümsüzlüğün butlan yaptırımından bir diğer farkı batıl işlemler başlangıcından itibaren geçersiz sayılırken, askıda hükümsüz yaptırımına tabi kararlarının baştan itibaren geçersiz sayılmamasıdır.
Yararlanılan Kaynaklar
1 Korkut Özkorkut, Anonim Şirketlerde Genel Kurul Kararlarının Butlanı, 1. Baskı, Karahan Yayınları. Adana, 2012, ss. 47
2 Ünal Tekinalp, Genel Kurul Kararlarının İptali ve Butlanı Sebeblerinin TTK m. 340 Açısından Değerlendirilmesi, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Sayı: 2, İstanbul, 2013, ss.14
3 Sami Karahan, Şirketler Hukuku, 2. Baskı, Mimoza Yayınları, Konya, 2015, ss. 463
4Karasu, a.g.e., ss. 96-100
5Özkorkut, a.g.e., s.48-50