Genel Kurul Kararının İptali Davasında Usül
İptal davasının muhakeme usulü butlan veya yokluktan farklı olarak dava açmayı gerektirmektedir. Kanun iptal davasının tarafı olacak kişileri açıkça belirtmiştir. İptal davasının kanunda sayılan hallerde, sayılan kişilerce açılması davanın reddedilmemesi açısından önem taşımaktadır.
Genel kurul kararlarının iptaline ilişkin davalarda basit yargılama usulüne göre davanın sonuçlandırılacağı kabul edilmektedir. HMK 382. Hükmünde sayılan çekişmesiz yargı hükümlerine tabi durumlar arasında sayılmadığından bu hakka ilişkin davanın çekişmeli olacağı sonucuna ulaşılmaktadır(Hasan Pulaşlı, Anonim Şirket Genel Kurul Kararlarının Sakatlığı ve Müeyyidesi, Gazi Üniversitesi Hukuk Dergisi, C. XVII, Y. Ankara, 2013, ss. 896-898).
Genel Kurul Kararının İptali Davasında Süre
TTK’nın 445. Maddesinde belirtiği üzere, TTK’nın 446. Maddesinde yer alan kişiler iptal davasını kararın alındığı andan itibaren işlemek üzere üç ay içerisinde açabileceklerdir.
Üç aylık bu süre hak düşürü bir süre olup, belirlenen süre içerisinde bu dava açma hakkının kullanılmaması, hakkın sona ermesi sonucunu doğurmaktadır. Üç aylık sürenin hesaplanmasına ilişkin kanunda bir düzenleme yer almadığından genel hükümleri düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 92. Maddesinde belirtilen esaslar uygulanır.
Genel Kurul Kararının İptali Davasında Görev ve Yetki
Genel kurul kararlarının iptali için açılacak davada görevli mahkeme, genel kurul kararlarının iptal isteminin ticari dava sayılıp sayılmamasına göre değişiklik gösterilebilecektir.TTK’ nin m.4/f.1-a bendi gereği TTK’de düzenlenen hususlardan doğan davaların ticari davalar olarak kabul edileceği hükme bağlanmıştır. Nitekim genel kurul kararlarının iptali davası’ da TTK’de düzenlendiği için ticari davalar statüsünde olacaktır. Bu doğrultuda asliye ticaret mahkemeleri görevli olmaktadır. Asliye ticaret mahkemelerin bulunmadığı yerlerde ise asliye hukuk mahkemeleri davaya bakmaya devam edebileceklerdir.
Genel kurul kararlarının iptali için açılacak davada yetkili mahkeme HMK 14. Maddesinde düzenlenen tüzel kişilere karşı açılacak olan davalardaki yetki kuralına göre belirlenecektir. Bu yetki kuralına göre tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkili olmaktadır. Kesin yetki halinden de anlaşılacağı üzere genel kurul kararlarının iptali hususundaki davaya ilişkin olarak yapılan yetki sözleşmeleri geçerli olmayacağı gibi, bu yetki kuralına aykırı olarak esas sözleşme hükmü ve genel kurul kararı da geçersiz olacaktır.